Kampanyamın Etkisi
1 Kanser Tedavisi Gören Çocuk

  • Yardım Projem: İstanbul-2018-KAÇUV-150 Çocuk için Umut Zamanı
  • Ulaştığım Bağışçı Sayısı: 6
  • Ulaştığım Bağış Tutarı: 285 TL
  • Beraber Koştuğum Takımlarım: Akbanklılar , Akbank Redrunners
  • Kampanya Sayfamı Paylaş:

    http://ipk.adimadim.org/kampanya/CC37405
  • Kampanya Koşucu Kodum: CC37405

285 /1.000 TL

Kampanya Hedefim

1.737.190 /1.700.000 TL

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı Projesi Hedefi

Neden Koşuyorum

1980 yılında, Galler’de bir bar sahibi olan Gordon Green, barına gelen iki arkadaşıyla ateşli bir tartışmaya girmişti. İçlerinden biri, hiçbir insanın bir atla eşit olamayacağını savunuyordu. Nasıl olur da bir insan bir hayvanı, hele ki bir atı alt edebilirdi? Green ise bunun tam tersini savunuyordu. Bir insanın uzun mesafede bir atı geçebileceğinden şüphesi yoktu. İşte o gün, bir maraton düzenlemeye karar verdi. Artık her yıl, Haziran ayında, insanların atlara karşı yarıştığı 22 mil (yaklaşık 32 kilometre) mesafelik bir maraton koşulacaktı; ‘Man versus Horse Marathon’. Ancak Green, 24 yıl boyunca sevinemedi. Tüm yarışları atlar kazanıyordu. 2004 yılında, o kara geceden başlayıp seneler süren ezici mağlubiyetin ardından, 500 koşucu ve 40 atın katıldığı 25.yarışta, Huw Lobb adlı koşucu, 2:05:09’luk derecesiyle bir atı geçerek birinci olmayı ve Green’in yüzünü güldürmeyi başarmıştı. İşte bu haber yeni tartışmaları beraberinde getirecekti. Her fırsatta bir fino köpeğinin bile arkasında kalacak kadar yavaş koşan homo sapiens nasıl oluyor da Galler’deki yarışta bir atı geçebiliyordu?O senelerde, bu konu Harvard Üniversitesi’nden Daniel Lieberman ve Utah Üniversitesi’nden Dennis Bramble’ın da kafasını kurcalıyordu. Yaptıkları araştırmanın sonucunda, koşmanın bize atalarımızdan kalan bir yetenek olduğunu ve uzun mesafeler söz konusu olduğunda, insan ırkını hayvanlardan üstün kılacak özelliklere sahip olduğumuzu iddia etmişlerdi. Bu iddia insanların, hayvanlar aleminin en iyi uzun mesafe koşucuları olduğunu anlamına geliyordu. Prof. Dr. Lieberman ve Dr. Bramble’a göre kalçalarımızın kaslı olmasının, tüysüz vücuda sahip olup, ter döküp ayakta durmamızın nedenlerinden biri koşabilme yetimizdi. Hatta büyük kalçalar aslında yürürken değil, ancak koşarken insanın ayakta durmasını sağlıyordu. Ayrıca Lieberman “İnsan bacakları koşabilmemiz için gelişmiştir. Üstelik sadece uzunluk bakımından değil tendonlar açısından da böyledir. Şempanzelerin aksine insan bacağı tendonlarla doludur. Koşarken bize enerji veren de zaten bu tendonlardır” diye ekliyordu.

Bu ve bunun gibi araştırmalar, insanın bir hayvanı nasıl yenebildiğini büyük oranda anlamamızı sağlıyordu.

Ben bağış toplayarak koşmayı tercih ediyorum. Çünkü hayvanlardan farkımı sadece koşarak değil başka bir insanın hayatına katkı sağlayarak yapacağımı göstermek istiyorum.

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı

Kanserli çocuklarımızın tedavileri maddi yetersizlikler yüzünden yarıda kalmasın diye II. Aile Evi’ni hizmete açıyoruz. Tedavi için İstanbul'a gelen çocuklarımıza sıcacık bir yuva olacak II. Aile Evi'nde bir yılda 150 çocuğumuz ve ailesini ağırlamayı hedefliyoruz. Sen de onların umudunun bir parçası olur musun?

Tedavi gören bir çocuğumuz ve ailesinin Aile Evi'ndeki giderleri 4.000 TL’dir.

Eğer ayşen nehas isen, şifren ile bu sayfaya giriş yaparsan seni desteklemek için bağış yapanların isimlerini görebilirsin. (Bu liste kişiye özeldir ve sadece kampanyayı açan gönüllü koşucu bu listeyi görebilir.)